3 Ocak 2011 Pazartesi

ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI VE MELEZ PRENS (UYARLAMALAR)


Zümrüdüanka Yoldaşlığı :
 
5. filme gelindiğinde durum o kadar absürd bir hâl almaya başladı ki serinin tarihinde ilk defa resmen filmin adı başka, odağı başka bir şey oldu. Sonbahar filmi olarak başlayan seriyi kitapların giderek kalınlaşması ve beyazperdeye aktarılmalarının da iyice meşakkatli hale gelmesi nedeniyle 1.5 sene arayla gösterime sokmaya başlayan WB., yaz dönemine denk gelen bölümlerin sürelerini de sonbahar döneminde gösterime girenlere göre bariz şekilde kısa tutma politikası izliyordu. Bunca kritik detay barındıran bir kitap serisinin filmleri için şüphesiz ki talihsiz olan bu tutumdan etkilenen ilk film 3. bölüm Azkaban Tutsağı olmuştu. Kitap serinin en kalın kitabı değildi belki ama o sırada filme aktarılan en uzun ve detaylı kitaptı. Buna rağmen serinin en kısa filmi olmuş, kitabın bir sürü önemli detayı senaryonun kıyısından bile geçememişti. Filmi yaz aylarına denk gelen diğer bir bölüm olan 5. kitap ise resmi olarak serinin en uzun, en kalın kitabıydı ve sadece kendi içindeki entrika için değil, ardından gelecek bölümler için de o kadar önemli ipuçları barındırıyordu ki filmin 3. filmden bile kısa tutularak, serinin en kısa filmi olacağı duyurulduğu zaman beklentilerin minimuma indirilmesi gerektiği anlaşıldı. Buna rağmen karşılarında buldukları filmin gelmek üzere olduğunu, 7 yıllık deneyimden sonra uyarlamalara bir nebze olsun alışmış olan seyirciler bile tahmin edememişti. 

Senaristliği Steve Kloves'tan bir bölümlük devralan Michael Goldenberg, Kloves'ın son iki filmdir uyguladığı politikayı aynen devam ettirip, 1114 sayfalık koca kitaptan sadece Harry'i ilk elden ilgilendiren olayları filme aktarıp gerisini yok saydı. Ancak Kloves'ın 4. filmde aralara çeşni olarak serpiştirdiği detayları kendisi serpiştirme gereği duymayarak, tamamen 3. filmin izinden gitti. Ortaya yine çeşitliliği az, draması bol bir film çıktı. Ancak şöyle bir kritik durum vardı ki bu kitapta Harry karakteri bölüme adını veren örgütün değil, başka bir topluluğun merkezindeydi : Dumbledore'un Ordusu'nun...Filmler de Harry odaklı oldukları için bölüme adını veren örgüt Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın ne işe yaradığı, film boyunca ne yaptığı ya da yapmaya çalıştığı anlaşılamadı bile. Örgütün ne tek bir toplantısı gösterildi, ne üyeleri gerektiği gibi tanıtıldı, ne de bu bölümdeki dertlerinin ne olduğu anlatıldı. Film varsa yoksa Harry'nin başını çektiği D.O. topluluğunun kuruluşu, üyeleri ve çalışmalarını gösteriyor, asıl üstünde durup göstermesi gereken Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nı ve dönen asıl entrikayı kendine dert edinmiyordu bile. O kadar ki filmin başında Ruh Emiciler'i Harry'nin peşine kimin taktığı bile söylenmeden geçilen detaylar arasındaydı. Filmi domine eden Dolores Umbridge karakteri ve kitap içinde en fazla bir yan detay konumunda olan Dumbledore'un Ordusu sahneleriyle 2 saatlik süre geçip giderken film fanların ağzında kelimenin tam anlamıyla bir fragman tadı bırakmış, kitabı okumayanlar ise ilk defa olarak pek önemli bir konusu olmadığını düşünmek zorunda kaldıkları kuru bir film izlemişlerdi. Michael Goldenberg ise filmin gösterime girmesinden önce sinema dergilerine verdiği röportajlarda çok da fazla bir baskı hissetmediğini söylemişti, çünkü Harry Potter o kadar büyük bir olguydu ki hem kendisini hem de başkalarını aşıyordu. Kendisinin yaptığı şey de en fazla filmlerin amacına hizmet etmekti. Fanlar gitgide sinirleniyorlardı ama film serisinin yolu 3. filmde çizilmişti ve her yeni bölüm de o yoldan şaşmadan ilerliyordu.


Melez Prens :
 
Ve hakkındaki tartışmaların ve eleştirilerin hiç bitmediği, serinin fanlarının tabir-i caizse adamdan saymadığı meşhur Melez Prens. Goldenberg'ün çıkardığı işten ağzı fena yanan fanlar, önceki filmlerde demediklerini bırakmadıkları Kloves'un geri gelişiyle birlikte denize düşen yılana sarılır misali yeniden bir ümit dalgasına kapıldılar. Hiç olmazsa Kloves'un tarzını biliyorlardı ve serinin en başından beri senaryoların üzerinde çalışan Kloves öyküye daha hakimdi. Ancak 6. kitabın uyarlanışında da, fanların filmden beklentilerinde de değişen hiçbir şey olmadı. Kloves yine kitaptan sadece Harry'i ilgilendiren olayları senaryolaştırdı, fanlar yine film dışı bırakılan detaylara ateş püskürdü. Ama ne püskürmek...

6. kitap, son kitaba giden yolda bir hazırlık kitabıydı ve önceki bölümlerde olduğu gibi ilgi çekici bir entrikayı anlatmaktan ziyade serinin baş kötüsü Lord Voldemort'un hayat hikayesi ve yükselişini kapsamlı flashbackler aracılığıyla anlatıyordu. Söz konusu flashbacklerden arta kalan zamanlarda Harry ve arkadaşları ise bol bol aşk yaşıyor, sevgili değiştiriyorlardı. Haliyle filme Harry karakterini ilk elden ilgilendiren olaylar alındığı için film Voldemort'un çarpıcı hayat hikayesi olmaktan ziyade çoğunlukla "Bir Delikanlının Aşk Günlüğü"
oldu. Ama hazırlayıcı film olarak üzerine düşeni de yerine getirdi. Voldemort'un geçmişinde Harry'i ilgilendiren bütün detaylar son derece öz ve açık bir şekilde filmde dillendirilmişti. Voldemort ölümsüz olabilmek için ruhunu 7 parçaya bölerek adına Hortkuluk denen nesnelere koyarak saklamıştı, fikri yıllar önce bu bölümün yeni profesörü olarak gelen Horace Slughorn'dan almıştı, film boyunca bu bilgiyi almak için Slughorn'un peşinde dolanan Harry de en sonunda Hortkuluklar'ı ve onları yok etmesi halinde Voldemort'un da yok olacağı bilgisini öğrenmişti. Bunu yaparken bir taraftan da 7. bölümün finali için lazım olacak romantik ilişkiler dönemini de düşe kalka atlatmıştı. Voldemort'un annesiyle babasının nasıl tanıştığı, Hogwarts'tan ayrılınca hangi işlerde çalıştığı vb. gibi detaylar Harry'i ilgilendirmediği için senaryo dışında bırakılmışlardı. Yıllar önce Sirius Black'in Azkaban'dan nasıl kaçabildiği muamması nasıl hiç anlatılmadıysa, söz konusu Hortkuluklar'ın öyküleri de anlatılmamıştı. Steve Kloves yıllar önce 3. filmin senaryosu için yaptığı şeyin aynısını 6. film için de yapmıştı. İkisinin arasında hiçbir fark yoktu. 6. bölümün bir geçiş bölümü olması ve 7. bölümle tamamlanmadan bir bütünlüğe kavuşamayacak olması handikapı haricinde...Ancak gençlerin aşk ilişkilerini değil, Voldemort'un geçmişini izlemek isteyen fanlar ortaya konulan işi asla affetmedi. Oysa WB. yıllardan beri takip ettiği yoldan zerre kadar ayrılmadan işine devam ediyor, senaryolarda ipin ucu kaçtı türünden umutsuzluk belirten eleştirilere rağmen tutarlılığını kaybetmiyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder